T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘na verilen mahkumiyet kararına ait olarak TBMM’de açıklama yaptı. Oktay, kararın ‘kesinleşmediğini’ söz ederek, “yargısal süreçler devam etmektedir” dedi. Karar hakkında “yanlış” olması halinde, düzeltecek kurumun yeniden yargı kademeleri olduğunu söyleyen Oktay, İmamoğlu’na verilen mahkumiyet kararının “Muhalefetin kendi içindeki cumhurbaşkanlığı adaylığı hengamesine alet edildiğini” ileri sürdü. Oktay, muhalefete, “Herhangi bir mazerete sarılmadan, delikanlıca adaylığını ilan edip, meydana çıkmaya çağırıyoruz” diye seslendi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, TBMM Genel Konseyinde 2023 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde yürütme ismine kelam aldı. İBB Başkanı İmamoğlu’na “Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği” savıyla açılan davada 2 yıl 7 ay 15 gün mahpus cezası verilmesi hakkında konuşan Oktay, muhalefetin “mağduriyet edebiyatı” yaptığını argüman etti.
“Süreci açıkça ortada olan bir mevzuyu mitinglerde ateşli beyanatlarla bağlamından koparılarak gündeme getirildiğini” söyleyen Oktay, bunun “niyetin diğer olduğunun ifadesi” olduğu yorumunu yaptı.
Oktay’ın Genel Kurul’da yaptığı konuşma şöyle:
“Yargı yetkisi Türk milleti ismine, bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılmaktadır”
“İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri’nin yargılandığı bir davada aldığı bir ceza üzerinden gerek kamuoyunda gerekse Meclis’te, hususun kendisiyle ilgisi olmayan bir gündem inşa edilmeye mevzu üzerinden çalışıldığını gördük.
Öncelikle şu konuları söz etmek isterim: Anayasamızın yargı yetkisi başlıklı dokuzuncu unsurunda, yargı yetkisi Türk milleti ismine, bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılmaktadır. Yeniden anayasamızın 138. unsurunda görülmekte olan bir dava hakkında yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamayacağı, görüşme yapılamayacağı yahut rastgele bir beyanda bulunamayacağı, yasama ve yürütme organlarıyla yönetimin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve yönetimin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştirmeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktirmeyeceği açıkça karar altına alınmıştır.
“Niyetin öteki olduğunun ifadesidir”
Bizim bir yargı kararı hakkında beyanda bulunmamamız mümkün değildir. Yargısal süreçler devam etmektedir. Yani karar şimdi kesinleşmemiştir. Kararı verecek olan ne yürütme ne TBMM ne de karalama sistemiyle muhalefettir.
Şayet, verilen kararda rastgele bir eksik yahut yanlış varsa, bunun düzeltileceği yer yeniden yargı kademeleridir. Mahkeme kararlarının ardında siyasi akıl aramak, siyasal akılsızlığın ta kendisidir.
Bu güne kadarki safahatı ve bundan sonraki süreci açıkça ortada olan bir mevzuyu, mitinglerde ateşli beyanatlarla, asıl bağlamından koparılmış çıkartsamalarla gündeme getirmek, niyetin öbür olduğunun tabiridir.
“Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize yönelik kirli kampanya yürütülmeye kalkınması kendi yetersizliklerini ikrarıdır”
Bu hususta mağduriyet edebiyatı yapanları, yeniden bu kürsüde biz mağduriyet edebiyatı yapmayız diye haykıran muhalefet milletvekillerine havale ediyorum.
Siyasette kelam, millete karşı söylenir, milletin iradesi muhatap alınır. Muhalefetin kendi içindeki cumhurbaşkanlığı adaylığı arbedesine bu mahkeme kararın alet edilmesi trajikomik bir imgedir.
Mağduriyet ve siyasi oyun arıyorsanız, kendi içinizdeki hizipleşmelere bakın sorumluları bulmak istiyorsanız. Hele hele adaylık arbedesinin, cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize yönelik kirli kampanya yürütülmeye kalkınması en hafif tabiriyle bunu yapanların kendi yetersizliklerini ikrarıdır.
“Delikanlıca adaylığını ilan edip…”
Cumhurbaşkanımızın bu güne kadarki tüm seçimlerde olduğu üzere bu seçimde de siyasi rakiplerini yenmesi için mahkeme kararlarına muhtaçlığı yoktur. Cumhurbaşkanımız gayretini siyaset meydanlarında verir, takviyesi milletten ister, neticeyi sandıkta alır.
Kendine güvenenleri, rastgele bir mazerete sarılmadan, delikanlıca adaylığını ilan edip, meydana çıkmaya çağırıyoruz. Gerisi laf-ı güzaftır, milletimizin de bu laflara karnı toktur.”